FECR-İ ATİ EDEBİYATI (1909-1912)
1 Nisan 2010 Perşembe
Yorum Yaz
Hoca Yazılıda Fecr-i Ati Edebiyatı konularını soracakmış.Biraz biraz ezberledim :D Buyurun konu anlatımı aşağıda.
FECR-İ ATİ EDEBİYATI (1909-1912)
24 Temmuz 1908'de ilan edilen II.
Meşrutiyet'ten sonra ülkede canlı ve hareketli bir edebiyat hayatı
başlamıştır. Edebiyatta ki bu canlılık aslında ülkede II.Meşrutiyet'in
getirdiği özgürlük ortamı içinde her türlü fikrin serbestçe
tartışılabilir hale gelmiş olmasındandır. II.Meşrutiyet'in ilanından
sonraki devirde edebiyatımız biraz da Abdülhamid'in baskılı rejiminden
kurtularak imparatorluğu çepeçevre saran siyasi olayların içine
girmiştir.
Bu yılların
edebiyat ortamında edebiyata hevesli İstanbul gençlerinden bir grup
1909 da Fecr-i Ati adında bir topluluk kurarlar. Ülküleri Servet-i Fünun topluluğuna benzeyen fakat onlardan daha ileri bir edebiyat topluluğu meydana getirmektir. Bunlarda tıpkı Edebiyatı Cedideciler
gibi Servet-i Fünun dergisini kendi eser ve görüşlerini yazacak bir
organ saymışlar,edebiyatta yapmak istediklerini de bir bildiri ile
açıklamışlardır.
Bu
bildiride yeni görüşün hangi prensiplere sahip olduğu ve çizilmiş bir
hedefe benzer hususlar yoktur. Edebi bir görüşün belirtilmesinden
çok,genç edebiyatçıların birlikte hareket edecekleri ve topluca çalışıp
yazacakları açıklanmıştır.Önemli bir prensip ortaya koyamayan ve Servet-i Fünuncular kadar etkili bir ekol olamayan Fecri Ati topluluğunun daha sonraları ortaya çıkan gaye ve prensibi şöyle özetlenebilir: "Sanat,şahsi ve muhteremdir."
Ne
var ki topluluğun üyelerinin hem yaş olarak çok genç olmaları,hem
kültür yönünden oldukça zayıf bulunmaları,hem de edebiyatımızda yeni
bir çığır açacak önemli prensipler ortaya koyamamış bulunmaları
yüzünden Milli Edebiyat
Hareketi'ni savunanlarca çok kolay bertaraf edilmişlerdir.Zaten Fecri
Ati topluluğu varlıklarını gösterebilmek için sık sık kendilerinden
öncekileri hırpalayan eleştiriler kaleme almaktan, Edebiyatı
Cedideciler'in dil anlayışlarını sürdürüp bazı batı örnekleri
teklifinden başka önemli bir rol oynayamamışlardır.
Ali Canip Yöntem'in
o zaman Selanik'te topluluğun muhabir azası olmasına rağmen, onların
fikirlerini de eleştirmesi belli bir edebi görüş birliğinin Kurulmamış
olduğunu gösterir.Bu yüzden Fecri Aticiler daha fazla dayanamayıp iki
yıl sonra Balkan Savaşı içinde dağılmışlardır.
Fecri Ati topluluğunun yazarları şunlardır: Celal Sahir, Ahmet Haşim, Emin Bülent, Mehmet Fuat, Tahsin Nahit, Mehmet Behçet, Faik Ali, Refik Halit,Yakup Kadri, Hamdullah Suphi, Fazıl Ahmet, Şahabettin Süleyman...
Sonuç olarak bu topluluktan edebiyat tarihimize önemli bir ekol
değil, bir kaç tane isim kalmıştır. Yakup Kadri, Refik Halit, Ahmet
Haşim ve Fuat Köprülü.Bunlardan Ahmet Haşim dışında diğerleri Milli
Edebiyat akımının önemli ölçüde etkisi altında kalarak, yazı hayatına
devam etmişlerdir. Bilhassa Fuat Köprülü, daha sonraları yaptığı ilmi
araştırmalarla Milli Edebiyat hareketinin aydınlanıp yayılmasına önemli
katkılarda bulunmuştur.
Fecr-i Ati Edebiyatının Özellikleri
-
20 Mart 1909'da Hilal Matbaası'nda toplanan Şahabettin Süleyman, Yakup
Kadri, Refik Halit, Cemil Süleyman, Köprülüzade Mehmet Fuat, Tahsin
Nahit, Emin Bülent, Ali Süha, Faik Ali ve Müfit Ratib gibi yeni bir
hareket başlatmayı planlar. Ahmet Haşim de bu harekete katılır. Böylece
Fecr-i Ati Encümen-i Edebisi Beyannamesi, 24 Şubat 1910'da yayımlanır.
Fecr-i Ati edebiyatı, II. Meşrutiyet'in ilanından sonra Servet-i Fünûn
dergisinde yayımlanan bir bildiriyle başlar.
- Edebiyatımızda ilk edebi bildiriyi (manifesto/ beyanname) yayımlayan topluluktur.
- Edebiyatımızda ilk edebî topluluktur.
-Servet-i Fünûn edebiyatına tepki olarak doğmuştur.
- "Sanat şahsi ve muhteremdir." (Sanat kişisel ve saygıya değerdir) görüşüne bağlıdırlar.
- "Edebiyat ciddi ve önemli bir iştir, bunun halka anlatılması lazımdır." görüşüne sahiptirler.
- Batıdaki benzerleri gibi dil, edebiyat
ve sanatın gelişmesine, ilerlemesine hizmet etmek; gençleri bir araya
getirmek; seviyeli fikir münakaşalarıyla halkı aydınlatmak; değerli ve
önemli yabancı eserleri Türkçeye kazandırmak; Batıdaki benzer topuluklarla temas kurmak, böylece Türk edebiyatını Batı edebiyatına yaklaştırmak, Batı edebiyatını Türk edebiyatına tanıtmak amacındadırlar.
- Servet-i Fünûn'a bir tepki olarak ortaya çıkmasına rağmen, şiir sahasında bu edebiyatın özelliklerini sürdürürler.
- Şiirlerinde işledikleri başlıca temalar tabiat ve aşktır.
- Tabiat tasvirleri gerçekten uzak ve subjektiftir.
- Dil bakımından Servet-i Fünûn'un devamıdır. Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalarla dolu, günlük dilden uzak ve kapalı bir şiir dili oluşturmuşlardır.
- Aruz veznini kullanarak serbest müstezat türünü daha da geliştirmişlerdir.
- Fecr-i Aticiler tiyatro ile yakından ilgilenmişlerdir.
- Şiirde özellikle Sembolizmin etkisi söz konusudur. Hikâyede Maupassant, tiyatroda ise Henrich İbsen örnek alınır.
-
Belli bir sanat anlayışında, belli değer ölçüleri etrafında birleşmeyi
değil, ferdi hürriyeti ve bunun sonucu olarak da çeşitliliği
savundukları için kısa sürede dağılmışlardır.
- Dağılmalarında özellikle Ömer Seyfettin ve Ziya Gökalp'in çıkardıkları Genç Kalemler dergisi etkilidir. Yani Milli Edebiyat hareketinin başlaması Fecr-i Ati'yi bitirir.
- Fecr-i Ati, Edebiyat-ı Cedide ile Milli Edebiyat arasında bir köprü görevi görür.
-Fecr-i Ati'nin en önemli temsilcisi Ahmet Haşim'dir.
- Fecr-i Ati Beyannamesine imza atanlar:
Ahmet Haşim, Ahmet Samim, Emin Bülent (Serdaroğlu), Emin Lami, Tahsin
Nahit, Celal Sahir (Erozan), Doktor Cemil Süleyman, Hamdullah Suphi
(Tanrıöver), Refik Halit (Karay), Şahabettin Süleyman, Abdülhak Hayri,
İzzet Melih (Devrim), Ali Canip (Yöntem), Ali Süha (Delibaşı), Faik Ali
(Ozansoy), Fazıl Ahmet (Aykaç), Mehmet Behçet (Yazar), Mehmet Rüştü,
Mehmet Fuat (Köprülü), Müfit Ratib, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu),
İbrahim Alaattin.
- Milli
Edebiyat'ın başlamasıyla Hamdullah Suphi, Ali Canib ve Celal Sahir'in
bu harekete katılmalarıyla topluluk 1912'de dağılmıştır. Yalnızca Ahmet
Haşim Fecr-i Ati edebiyatının temel ilkelerine bağlı kalmış ve Milli
edebiyat hareketine katılmamıştır.
- Fecri Ati'nin görüşlerini, Yakup Kadri, Celal Sahir, Ahmet Haşim, Müfit Ratip, Mehmet Fuat ve Ali Canib Resimli Kitap adlı dergide; Mehmet Rauf, Hüseyin Suat ve Raif Necdet de eleştirilere Servet-i Fünûn'da cevap verdiler.
0 Yorum »
Yorumunu yaz!
Lütfen Türkçemizi düzgün kullanalım.
Soru sormak istiyorsanız yorum bölümüne bırakın.